Belki de Silah, Elimize Kalemden Daha Çok Yakışıyordur?
🔹İlkokulda kermese gelen bir İHH çalışanına "Bu yardımları Gazze'ye nasıl götürüyorsunuz amca?" diye sormuştum.
🔹Kulağıma eğildi, fısıldayarak: "Bizim gizli yollarımız var; sadece mücahidlerin bildiği, şşştt aramızda.." dedi.
🔹Ben de sessizce "Beni de götürür müsünüz amca?" dedim; avucumdaki bozuk paraları ona uzatarak. Sanki para verirsem beni götürecekti o diyarlara.
🔹Gülümsedi; "Ama orada kötü amcalar var, küçükleri götüremeyiz." dedi.
🔹Gizli sırrımı onunla paylaşmak için hafifçe işaret ettim, eğildi. Etrafımı kolaçan ederek montumun cebindeki meyve bıçağını gösterdim usulca.
🔹"Şşşt.." yaptım parmağımla. 'Anneme söyleme amca, onun kermes malzemelerinin içinden aldım. İsrailli kötü adamlar gelirse ben de bu bıçağı çıkaracağım onlara..'
🔹 'Yavrum' dedi gözleri buğulu: 'Sen o bıçağı annene götür..O kötü adamlar meyve bıçağından korkmaz ki.."
🔹-Ya neyden korkarlar?
-Senin büyümenden. Sen büyü. Sadece büyü..
🔹Ben büyüdüm. 20 sene geçti.. 8'dim; 28 oldum. Biz büyüdük..Hâla korkmuyorlar benden, bizden..Hiç değişmedi.. 20 yıldır yine vuruyorlar, aynı vuruyorlar..
🔹Belki de ümmetin realpolitik hamleler ve diplomatik ataklara değil de; o 8 yaşındaki kız çocuğu kadar düz, basit, sığ, yalın düşünmeye ihtiyacı vardır?
🔹Kim bilir.. Belki de silah, elimize kalemden daha çok yakışıyordur? Belki de biz kravatlara değil, zırhlara alışkınızdır?
🔹Belki de biz; boğucu diplomasi trafiklerinin değil, "Allah Allah" nidalı küheylan hücumlarının adamıyızdır?
🔹Belki de tüm strateji, metodoloji.. Bilumum planı, programı bırakıp; sadece tekbirlerle beyaz kefen giymesi gerekiyordur ümmetin artık..
Yorumlar
Yorum Gönder