Cennette Hurilerin Olması Sapıklık mı?

🔹 Sapıklık nedir?
🔹 Cinsel isteğin, sınırlarını aşmasıdır.
🔹 Peki sınırları içinde kalarak, haddini aşmayan bir cinsel istek sapıklık mıdır?
🔹 Mesela bir erkeğin hanımını arzulaması sapıklık mıdır?
🔹 Veya hanımına karşı bel altı hâlleri sapıklık mıdır?
🔹 Hanımına karşı olunca sapıklık olmuyor da, hanımı olmayanlara karşı olunca neden sapıklık oluyor?
🔹 Çünkü hanımı olmayanlar, cinsel istekte sınırların dışında kalıyor. 
🔹 Peki bu sınırı, bu haddi ne belirliyor? Kim belirliyor?
🔹 İnsan mı? 
🔹 Aynı insan, bir sevgiliyi bıraktığında başka bir sevgiliye cinsel meyil gösterebiliyor ama? 
🔹 Bir eşle boşanınca başka bir eşi arzulayabiliyor ama? 
🔹 Aynı insan 2 sene önce birine aşıkken, şimdi başkasına aşık olabiliyor ama? 
🔹 Yani bir partnere olan ilgisi bitip, başka bir partnere ilgisi başlayan; ilgisi, arzuları, istekleri sürekli değişkenlik arz edebilen insan mı belirleyecek bu sınırları? 
🔹 Herkesin yaşama ve cinsel hayata bakış açısı farklı iken, bunca değişken fikir arasında sabit bir sınırı kim belirleyecek? 
Kim otorite olacak? 
🔹 Ahlak mı? 
🔹 Bir eylemin ahlâkî olup olmadığını kim belirliyor peki? 
🔹 Mesela cinsel birliktelik yaşadığı bir eşle boşanıp, başka bir evlilikte yeni eşiyle cinsel birliktelik yaşamak gayet ahlaki olabiliyor da.. 
🔹 Yani bir partneri bırakıp, başka bir partnerle birlikte olmak, gayet ahlâkî olabiliyor da.. 
🔹 Geçen sene başkasına aşık olup, bu sene farklı birine aşık olmak gayet normal ve ahlâkî olabiliyor da.. 
🔹 Bir huri partnerini bırakıp, başka bir huri ile partner olmak neden ahlâkî olamıyor? 
🔹 Hanımı ile birlikte olmak sorun olmuyor da, huri ile birlikte olmak niye sorun oluyor? 
🔹 Kişinin hurisi cennette onun hanımı, eşi hükmünde oluyor oysa? 
🔹Dünyada hanımına cinsel ilgisi sapıklık olmuyor da, cennette hanımı hükmündeki huriye cinsel ilgisi niye sapıklık oluyor? 
🔹 Anladım. Hurilerin sayısının çok olması sorun, değil mi? 
🔹 Tek huri olsaydı, veya dünyadaki gibi 2 seneye bir sevgili değiştirir gibi huri değiştirilseydi, sorun olmayacaktı değil mi?
🔹 Onlarca hurinin, bir erkeğin hanımı hükmünde olması sorun, değil mi?
🔹 Hepsinin de hanımı hükmünde olması neden sorun peki?
🔹 Çünkü sınır aşılmış oluyor. Tek eşlilik sınırı çiğnenmiş oluyor..
🔹 Tek eşlilik sınırını kim koydu peki? 
🔹 Veya tek eşlilik ahlâkîdir, çok eşlilik gayr-ı ahlâkîdir şeklindeki bu kuralı kim koydu? 
🔹 İnsan koydu. Ahlâk bunu emreder, ahlâk buna izin verir dedi. 
🔹 Ahlâkın sınırlarını kim çizdi peki?
🔹 Yine insan. 
🔹 Yani helvadan put yapıp, acıkınca o putlarını yiyen ilkel bedevî paganistler gibi; modern insan da ahlâkı kendi elleriyle yaptı, sonra da kendi elleriyle yaptığı bu ahlâktan emir aldı.. 
🔹 Kendisinin el yapımı ürünü olan ahlâkı, sınırlarını kendisinin kalem-silgiye çizdiği ahlakı baş ucuna koydu ve önünde saygıyla eğildi.. 
🔹 Bir yaratıcıya inanmayan kimseler, kendi elleriyle yaptıkları "Ahlâk Tanrısı"nın önünde ayin düzenleyip, hamurunu kendi elleriyle yoğurdukları, vitrinde görgüsüz gibi teşhir ettikleri bu balmumu ahlâk ikonunun önünde secdeye kapanmayan herkesi "ahlaksız" olarak niteleyebilirler. 
🔹 Ancak biz kendi ellerimizle çizdiğimiz; alçı kalıbına döküp üfleyerek dondurduğumuz, yere düşse kırılacak sun'î ve modern paganist insanın taştan putu olan ahlâka değil, 
🔹 Yani profan/beşerî ellerde şekil alan ahlâka değil; sınırlarını transandantal, aşkın bir varlık olan Rabbimizin belirlediği ahlâka inanıyoruz. 
🔹 Kendi ellerinizle çizdiğiniz kalıbın ambalajından çıkardığınız, yani kendiniz çalıp kendiniz oynadığınız bu ahlâk paketini satın almayan herkes "ahlâksız" olmuyor, "sizin ahlâkınızsız" oluyor. 
🔹 Sizin yoğurup, sizin şekil verdiğiniz; sonrada önünde rükûya eğilip kendisinden emir aldığınız bu ahlâk biblosunu, sınırlarını lahûtî alemden gelen esintilerle Allah'ın belirlediği, insan eli ve müdahalesi değmemiş transandantal iklimlerin ahlâk algısından üstün kılan nedir? 
🔹 Helvadan put yapıp, yaptığı bu putun önünde secdeye kapanan, çölde acıkıp zorda kalınca o putu yiyen bedevî, barbar, ilkel kabile insanı ile; 
🔹 Sınırlarını kalem-silgiyle kendisinin çizip, pastel boyayla içini kendisinin boyadığı, sonra da duvara astığı bu "ahlâk portresini"n önünde saygı duruşuna geçmeyen herkesi "ahlaksız" diye niteleyen "çağdaş,beyni özgür(!)" modern insanın ne farkı var? 
🔹 O bedevî, hadârî, cahil adam putunu kendisi yapıp, kendi yaptığına tapıp, sonra da yiyordu.. 
🔹 Ya siz? 
🔹 Güya, fikri hür, vicdanı özgür, beyni bir kutsala prangalı olmayan(!) modern, çağdaş insanlar? 
🔹 Beyninizi, vicdanınızı, fikrinizi neden kendi yoğurup, alçı kalıbından çıkardığınız ahlâk putunuza kelepçelediniz? 
🔹 Siz niye o bedevî, ilkel, keçi kılından çadırlar arasında yaşayıp yılan eti yiyen çöl insanları gibi, kendi ahlâkınızın sınırlarını kendiniz çizip, kendi yonttuğunuz mermerden ahlâk putuna tapıp, sonra tapmayanları dogmatik, skolastik Ortaçağ kilise diktatöryası gibi afaroz ediyorsunuz?
🔹 Sırf sizin el yapımı ürünü ahlâk paketinizin önünde el pençe divan durmadık, düğme iliklemedik diye; kendi Engizisyonunuzu kurmuş, "Dünya dönüyor!" dedi diye, kilisenin normlarına uymadığı için "sapık" ilan edilen Galileo gibi, sizin ikonlarla, biblolarla adeta paganist bir mabed yaptığınız "modern ahlâk kiliseniz" in normlarına uymadık diye bizi sapık ilan ediyorsunuz?
🔹 Ve Allâh, kendi cennetinde, tertemiz kullarını ağırlayacağı o ikram ve cömertlik diyarında, ebedî misafirleri olan kullarına sınırlar koyacak, yasaklar ihdas edecek kadar cimri bir İlah olmadığı için, o sonsuz mutluluk ülkesinde tüm kurallar gibi cinsellik kurallarını da kaldırmıştır..
🔹 Dünyada kurallarını ihlal etmedikleri için, cennetinde ödül olarak tüm kural ve yasakları kaldırmış, bütün sınırları sonsuza kadar yok etmiş; ve kullarına yasaksız, kuralsız, sınırsız, acısız, hasetsiz, üzüntüsüz bir saadet diyarına buyur etmiştir..
🔹 Kedi ulaşamayacağı ciğere pis dermiş misali; dünyada sınır tanımayan, kural bilmeyen, had-hudud deyince anarşist gibi takılan tipler, cennette hiç bir yasağın, ki bir sınırın, kuralın olmadığını duyunca kuyruk acısı yaşamış gibi sıçrayıveriyorlar: "Ama efendim ahlâk.."
🔹 Kimin ahlâkı? Kurallarını sizin koyduğunuz, yasaklarını sizin ilan ettiğiniz, sınırlarını sizin çizdiğiniz; sonra da önünde saygıyla eğildiğiniz beşerî ahlâk dayatmasının eli cennete uzanamayacak kadar cüce ve kirli.
🔹 Cennet; İlâhî ahlâk normlarının sonsuz ikliminde, hiç bir darlığın, sığlığın, dogmanın, negatif duyguların, kısıtlamanın, basitliğin ve dayatmanın giremeyeceği ebedî neşe, sevinç, mutluluk ve güzellik diyarıdır..
🔹 Ve beşerin elinin değdiği, dilinin uzandığı her ahlâk dayatması helvadan yapılıp, tapınılan, sonra da sıkışınca yenilen bir modern paganist putundan başka bir sığlık değildir.
🔹 Bu yüzden biz, bu modern helva putuna değil; beşer eli değmemiş, kirli parmakların uzanamayacağı kadar zirvelerde konuşlanmış; maveraî iklimlerden güç erki olan bir İlâh'ın sınırlarını belirlediği,çağlar üstü, insanlık üstü, beşerî ahlâklar üstü İlâhî ahlâk olgusuna tabiyiz.
🔹 İlâhî ahlâk olgusu da; kullarına ebedî mutluluk diyarında yasaklar, kurallar, sınırlar koyarak, onların isteklerini sonsuza kadar baskılayıp, prangalamayı İlâhî etiğe yakıştırmaz.
🔹 Ve emin olun; eğer İlâhî ahlak olgusu, bizim elimizle şekillenmiş olsaydı, biz kendimize alkolü, zinayı, piyangoyu, sevgili hayatı yaşamayı yasaklamaz; tesettür, eğlence alemleri, barlar, gazinolar, diskolar, faiz konusunda sınırlar koymaz; namaz, oruç, hac, kefaret gibi nefse ağır gelen yükler yüklemezdik..
🔹 Sadece bu bile; bizim ahlâk algımızın, tüm bunları kendilerine meşru sayan sizlerin beşerî ahlâk algınız gibi "insan ürünü" bir kabuller zinciri olmadığının delilidir..

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın Kocasından İzinsiz Evden Çıkamaz mı?

Kâbe Konya'da Olsaydı..

Hz. Ömer Hiddeti ve Hz. Osman Şefkati..