Ben Özgürüm, Sen Değilsin (!)

-
🔹 Senin mini eteğin sınırlandırılamazsa,

🔹 Erkeğin de görüş alanı sınırlandırılamaz! 

🔹 Senin istediğin gibi dekolte giyme özgürlüğün varsa, 

🔹 Erkeğin de kendi görüş alanına istediği gibi bakma özgürlüğü var!  

🔹 Erkeğin bakışı seni rahatsız ediyorsa,

🔹 Senin görüş alanına girmen de onu rahatsız ediyor! 

🔹 Senin tarzın senin özgürlük alanın ise, 

🔹 Onun görüş alanı da onun özgürlük alanı! 

🔹 Senin tarzına karışmaya kimsenin hakkı yoksa, 

🔹 Erkeğin görüş alanına karışmaya da kimsenin hakkı yok!
 
🔹 Onun sana bakması ahlaksızlık ise, 

🔹 Senin bakılmayacak tarzda olman da ahlaksızlık!

🔹 Bu senin bedeninse, o da onun görüş alanı!

🔹 Erkeğin bakması haramsa, kadının da açması haram?

🔹 Dinî bağlamda birini konuşuyorsan diğerini niye konuşmuyorsun?

🔹 Yok beşerî özgürlükler bağlamında konuşuyorsan; kadına verdiğin özgürlüğü erkeğe niye vermiyorsun?

🔹 Tutarlı olun!

🔹 Dinse; ikisini de bağlar, yok özgürlükse; ikisine de var! 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadın Kocasından İzinsiz Evden Çıkamaz mı?

-
🔹 Kadını koruma vazifesi erkeğe verildiği için, kadının gittiği yerde başına maddî-manevî bir kötülük gelirse bundan erkek de sorumlu olacağı için, gittiği yerlerde erkeğin izni şartı getirilmiştir. 🔹 Düşünün; öğretmensiniz, size bir öğrenci grubu emanet ediliyor. Onların başına bir hâl gelirse sorumlusu kim olacak? Siz. Ceza kime kesilecek? Size. 🔹 Öğrenci isyan ediyor, "Ben senden izin almak zorunda değilim! Ben de bir bireyim, bana karışamazsın!" diye.  🔹 "Tamam ama; başına bir hâl gelse bana soracaklar? Senin fevrîliğinin faturasını bana kesecekler, benim suçum ne? Bedeli ağır olacak bir görevi bana yüklediler, beni kim düşünecek şimdi? Elbette gittiğin yerleri bilmek zorundayım, seni korumak için, bedelini ben ödemeyeyim diye.." demez misiniz? 🔹 Allah da kadın gibi güzel ve nazenin bir cevheri koruma görevini erkeğe vermiş. Mücevherin başına maddî-manevî kötülük gelse erkeğe soracak hesabını.  🔹 Yani erkeğin egosunu tatmin etmek için, astığı astık, kestiğ...
Devamı

Kâbe Konya'da Olsaydı..

-
 Bazı hadis inkarcılarının iddiaları aynen şöyle: "Peygamberimiz Moğolistan'a gönderilseydi, Moğol börkü giyecekti. Börk giymek sünnet olacaktı. Arabistan'a gönderildiği için Arap sarığı sardı. Siz de Arap sarığını sünnet zannediyorsunuz. Bu sünnet değil, Arap örfüdür."  Bu aynen: "Hz. İbrahim İstanbul'a gönderilseydi, Kâbe'yi Üsküdar'da inşa edecekti. Biz de kıble için İstanbul'a dönecektik. Ve Üsküdar belde-i haram; yani korunmuş topraklar olacaktı. Ama Mekke'ye gönderildiği için Kâbe'yi oraya dikti. Biz şimdi Mekke'yi belde-i haram zannediyoruz. Oysa oralar korunmuş topraklar değil, Arap coğrafyasıdır." demek kadar trajikomik ve isabetsiz bir iddia.  Çünkü " Hz. İbrahim Konya'ya gönderilseydi Kâbe ve kıble Meram ilçesinde olacaktı." cümlesi, kıblenin Mekke'de olduğu gerçeğini değiştirmiyorsa, "Hz. Muhammed Yunanistan'a gönderilseydi, Yunan serpuşu sünnet olacaktı." cümlesi de, sarığın sünnet oldu...
Devamı

Hz. Ömer Hiddeti ve Hz. Osman Şefkati..

-
▪️ Hz. Osman "Ne bu şiddet bu celal, yolun yanlış Ya Ömer!" demedi Hz. Ömer'e.  Hz. Ömer "Senin bu yaptığına miskinlik derler ey Osman, senin bu yufka yürekliliğinle hallaç pamuğu gibi dağıtırlar bizi!" demedi Hz. Osman'a.  ▪️Biri kaya gibi sert, diğeri ipek gibi yumuşak idi, ama ikisi de Hak üzreydi, ikisi de lazımdı.  ▪️Biri diğerine "Bize senin gibisi gerekmez!" demedi.  Bugün bizdeki Ömerler Osmanları zelilce pısırıklık, Osmanlar da Ömerleri ahmakça gaddarlıkla suçluyor.  ▪️Hayır! Bize ikisi de lazım.  Münafıkların tir tir titreyerek karşısında korkudan kekelediği Hz. Ömer'in demir yumruğu da lazım, ▪️Ağzından ekmeğini kölesi alsa, ona şefkatle gülümseyecek kadar halim selim olan Hz.Osman'ın pamuk gibi yumuşaklığı da lazım. ▪️Varsın siz; a'raftaki kitleye Hz. Osman'ın canayakınlığıyla yaklaşın kardeşler..Tebliğ edin, tamam.  ▪️Ama izin verin; biz de zalim ve küffarın leş cüsselerini Hz. Ömer'in çelik gürzüyle paramparça edel...
Devamı