Uhud Psikolojisi
🔹Uhud sonrası.. Sahabeler yaralı, yorgun, acılı, güçsüz, dermansız.. İslâm ordusu yasta, bîtab ve yenilmiş.. İniltiler, ağlayışlar, feryad ve dualar..
🔹Rasulullah ertesi gün seher vakti anî bir emir verir: "Haydi! Sefer var, yeniden bismillah!"
🔹Can parçası; yiğit amcasını daha yeni toprağa vermiş oysa.. 70 yarasından hâla taze kan sızıyor oysa..
🔹 Kan kaybından konuşmaya dermanı kalmayan sahabeler ayağa fırlar birden: "Yaraları sarmak yok!", yorgunluktan parmağını kaldırmaya mecali olmayan ashab canlanır aniden: "Kalkın! Dinlenmek yok!"..
🔹Müşriklere verilen mesaj:
🔹Biz yaralıyken bile haşmetle kükreyen arslanlarız, acılıyken bile heybetle süzülen kartallarız, yorgunken bile demir yumruk gibi ezen civanlarız!
🔹Gerçekten de; daha bir gün önce kan revân içinde yaralı ve perişan bıraktıkları İslâm ordusunu arkalarında şahenşâhlar gibi gören küffar ordusunu bir korku kaplar..
🔹Resûl-i Ekrem, Hamrâülesed’de bu yaralı aslanlarla mevzi tutar. Düşmanın kalbine korku salmak için geceleri 500 ateş yaktırır.
🔹Uzaktan İslâm ordusu öyle kalabalık, alevleri öyle göz kamaştırıcı ve haşmetlidir ki; kâfirler bu canlarından geçen yiğitlerin kendilerine neler edeceğinin korkusuyla Mekke'ye kendilerini zor atarlar..
🔹İşte bize bu Uhud psikolojisi lazım. Yarasından kan sızarken, bedeninden yorgunluk akarken, ciğeri babasının acısı ile yanarken.. Hamraülesed'e dolu dizgin sefere çıkan süvariler lazım..
🔹Karnı tok, sırtı pek, yarasız, acısız, dinç ve dingin sefere çıkmak kolay..Kan kaybından gözlerin kararırken, yaralarının acısından beynin zonklarken, can pâreni yeni toprağa vermişken.. İslâm için Hamraülesed'e çıkabiliyor musun?
🔹Bahanelerin sustuğu, mazeretlerin utandığı yerdir Uhud..
Yorumlar
Yorum Gönder